Yollarda kalan gözlerimin nurûnu yordum
Kimdir o nasıldır diye rüzgârlara sordum
Hülyâmı tutan bir büyü var onda diyordum
Gördüm: dişi bir parsın elâ gözleri vardı
Sen miydin o âfet ki dedim, bezm-i ezelde
Bir kanlı gül ağzında ve mey kâsesi elde
Bir sofrada içtik, ikimiz aynı emelde
Karşımda uyanmış gibi bir baktı sarardı